0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ignat, Radio NV’ye yaptığı söyleşide, Amerikan füzeleriyle donatılmış bu modifiye savunma sistemlerinin ABD’deki bir eğitim tesisinde başarılı testlerden geçtiğini söyledi. 

“Batılı ortaklarımızdan, Amerikan füzeleri için modifiye edilmiş Buk-M1 uçaksavar füze sistemlerimizin ABD test sahasındaki performansına ilişkin olumlu geri bildirimler aldık. Bu uyarlama uçaksavar savunma kabiliyetlerimizi arttırıyor” dedi.

Sözcü, Sovyet yapımı Buk-M1 Ukrayna hava savunma sistemleri rampalarının RIM-7 Sea Sparrow füzelerini kullanacak şekilde uyarlandığını anlatan Ignat, “Sea Sparrow füzeleri, sınırlı yarıçaplarına rağmen, kritik altyapıyı koruyacaktır” diye konuştu. 

Ignat, sadece Rusya’nın Buk-M1 ve S-300 uçaksavar sistemleriyle uyumlu uçaksavar füzeleri ürettiğine dikkat çekti. Bu nedenle Ukrayna, Sovyet ve Amerikan teknolojilerini birleştirmek için yenilikçi yollar araması gerektiğini kaydetti. 

Adaptasyon

Amerikan medyasında daha önce çıkan haberler ABD ve Ukraynalı mühendislerin ortak bir çalışma yürüttüğünü ortaya koymuştu. Sonuç, BUK-M1 hava savunma sisteminin RIM-7 füzelerini kullanmasını sağlayan çığır açıcı bir teknik çözüm. Buna ek olarak, AIM-9M Sidewinder hava savunma füzeleri de diğer hava savunma sistemleriyle kullanılmak üzere modifiye edildi. Bu yaratıcı yaklaşım medya çevrelerinde yaygın olarak FrankenSAM olarak adlandırıldı. 

Bu uyarlamanın geliştirilmesinde radarlar ve diğer bileşenler ABD ve Ukrayna’nın müttefikleri tarafından cömertçe sağlandı. RIM-7 Sea Sparrow füzeleri tamamen yeni bir unsur değil; daha önce de başta ABD ve Belçika olmak üzere askeri yardım paketlerinin bir parçası olmuşlardı. 

RIM-7 Hakkında

RIM-7 Sea Sparrow, gemisavar füzeleri ve uçakları savuşturmak için inşa edilmiş bir Amerikan deniz, kısa menzilli savunma sistemi.

Bu sistem 1960’ların başında AIM-7 Sparrow havadan havaya füzesinden uyarlandı. Amaç, modası geçmiş top tabanlı uçaksavar silahlarının yerini alacak, mevcut gemilere mümkün olan en kısa sürede uyarlanabilecek hafif bir “nokta savunma” silahıydı. İlk versiyonu, manuel olarak hedeflenen radar aydınlatıcıları tarafından yönlendirilen oldukça basit bir sistemdi. 

İlk konuşlandırılmasının ardından Sea Sparrow, ABD Donanması’nın RIM-2 Terrier füzesine benzer şekilde tam otomatik bir sistem olma yolunda kayda değer ilerlemeler kaydetti. 

Havadan havaya görev etkinliği için Sparrow’da yapılan eşzamanlı geliştirmeler, 70’li ve 80’li yıllar boyunca Sea Sparrow’a karşılık gelen yükseltmelere de yansıdı. Hava-hava rolünün AIM-120 AMRAAM’a geçmesiyle birlikte, Sea Sparrow deniz işlevselliğini arttırmaya yönelik bir dizi yükseltme aldı. 

Günümüz Sea Sparrow’u şekil olarak AIM-7’ye benzese de daha büyük, daha hızlı ve yeni bir arayıcı başlık ve dikey savaş gemisi fırlatma kabiliyeti ile donatıldı. 

RIM-7 Sea Sparrow füzesinin savaş başlığı, hava hedeflerini vurmak ve yok etmek için tasarlanmış yüksek patlayıcılı bir parçalanma tipi. Füzenin operasyonel menzili yaklaşık 27 kilometredir ve orta ila uzun mesafelerdeki hedefleri vurmasına olanak tanıyor.