63. Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üreten Ülkeler Konferansı, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ev sahipliğinde; Arjantin, Avustralya, Şili, Güney Afrika, Türkiye ve ABD heyetlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye toplantıda, 246 bin 346 ton rekolteyle dünya genelindeki 1 milyon 90 bin tonluk çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinin yüzde 22’sini tek başına gerçekleştireceğini beyan etti. Üzüm rekoltesi 2022 mahsulüne göre yüzde 23 azaldı. ABD, 200 bin 274 tonluk üretim ile ikinci sırada, Çin 190 bin tonluk çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesiyle üçüncü sırada yer alıyor. Hindistan 145 bin ton, İran 95 bin ton, Şili 60 bin ton, Güney Afrika 60 bin ton, Arjantin 35 bin 500 ton, Özbekistan 20 bin ton, Avustralya 7 bin 759 ton kuru üzüm üretimi öngörüyor. Çekirdeksiz kuru üzüm üreticisi ülkeler; 2023 yılında dünya genelinde 486 bin 926 ton kuru üzüm ihracatı hedeflerken, Türkiye; 236 bin 346 tonluk kuru üzüm ihracatıyla dünya ihracatından tek başına yüzde 48 pay alma amacını ortaya koydu.
Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üretici Ülkeler Konferansının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz, “Dünya kuru meyve pazarının 11 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Kuru üzüm sektörü yaklaşık yüzde 25’lik pazar payı ile dünya kuru meyve pazarında önemli bir paya sahip. Geçtiğimiz birkaç yıla küresel Kovid-19 krizi, Rusya-Ukrayna’daki çatışmalar ve çeşitli ekonomik sorunlar da dahil olmak üzere bir dizi zorluk damgasını vurdu. Bu gelişmeler karşısında uyum sağlamak ve ayakta kalabilmek için büyük çaba sarf etmek zorunda kaldık. 63. Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üreten Ülkeler Konferansında; Arjantin, Avustralya, Şili, Güney Afrika, Türkiye ve ABD’den temsilcilerimizle detaylı bir istişare yapma fırsatına sahip olduk, bu sektörümüzün geleceğini şekillendirecektir” dedi.
İklim krizi dönemin büyük bir gerçeği
EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “Üzüm üretici ülkeler arasında; Özbekistan, İran, Çin ve Avustralya’yı ziyaret ettim. Avustralya’da şeffaf bir şekilde bütün bağcılık tekniklerini, üretim teknikleri bize gösterdiler. Teknoloji olarak kendilerini sürekli olarak yeniliyorlar. Az bir alanda daha çok ürün alıyorlar ve suyu minimum seviyede kullanarak daha az işçilikle süreci yönetiyorlardı. İklim krizinin etkilerini de gördük. Hayalet kurumuş bağlar vardı. Uzak mesafedeki bağlara su veremediklerini öğrendik. İklim krizi bizim hepimizin dönemin büyük bir gerçeği. Geçen sene 360 bin ton rekoltemiz vardı. Bu sene 200 bin ton civarı olacak diye tahmin ediyoruz. Birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bu etkileri yönetemediğimizde fiyat farklılıkları, çiftçi ve tüketici mağduriyetleri ortaya çıkıyor. İhracatçılar olarak fiyat kırılımlarından çok etkileniyoruz. Bu politikaları bütün ülkeler ve bütün paydaşlar birlikte yönetmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Üzüm üretimi düştü
Başkan Işık, “Mahsul fazla ise stoku birlikte yönetmemiz gerekiyor. Emniyet stoku olarak tutulmalı. Tüketicilere daha stabil bir ürün sunmamız gerekiyor. ABD üretici bir ülke olduğu için çok az ürün satabiliyoruz. Üzüm az olduğunda fiyatları çok yükseliyor. Bu tüketicileri olumsuz etkiliyor ve üzüm tüketimi düşüyor. Stoklarımızı onlara gönderip üretici kooperatifleri stokları kendileri pazara verebilirler. Fiyat dalgalanmalarında üzüm tüketiminin düşmesi ana hedefimiz olmalı. Birleşmiş Milletler (BM) birçok yardım yapıyor ürün fazla olduğunda BM vasıtasıyla üzüm tüketmeyen ülkelere üzümü tanıtmamız gerekiyor. Üzüm üretimimiz düştü. Geçen seneden ciddi bir stok ile devretmemize rağmen düşüş yaşandı. Ancak rekoltenin fazla olmasının faydasını gördük. Üzüm üretimini artırıp stoğumuz ile yönetirsek daha dengeli bir üretici kitlesi oluşturacağız” dedi.
Arz talep dengesi kurulmalı
Arz talep dengesinin kurulması gerektiğine değinen Mehmet Ali Işık, “Dünya çapında üzüm tüketimi artırılmalı, bunun için üretici ülkeler olarak ortak çalışmalar yapılmalı. İklim krizinin bir diğer etkisi de yağışların düzensiz olması ve bitki hastalıklarını getirmesi. Biyolojik ve biyoteknik mücadeleler önemli. Havza bazlı yönetime geçmeliyiz. Birbirimize tekniklerimizle yardımcı olursak üzümün düzenli bir şekilde tüketilmesini sağlarız. Pestisitle mücadelede konusunda 33 bin çiftçimizle, üniversitelerimizle, enstitülerimizle hep birlikte hareket etmenin sektörümüze faydalarını hissettik” diye konuştu.
2023 Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üretici Ülkeler Konferansının Başkanlığına Türkiye Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz, Başkan Yardımcılığına Avustralya’dan Mark King ve katipliğe Türkiye’den Ece Tırkaz seçildi. Prof. Ahmet Altındişli de iklim değişikliğinin dünya çapında bağcılık üzerindeki etkilerine ilişkin bir sunum yaptı.
14 Ekim’de, Tarım ve Orman Bakanlığı Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünün katılımıyla Türkiye’nin en önemli üzüm üretim bölgesi olan Manisa’ya teknik gezi gerçekleştirildi. Katılımcılar yerel uzmanlarla bir araya gelerek üzüm üretim teknikleri ve son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulundu. Konferansta yıl boyunca inovasyon ve pazarlama konularında çalışacak bir komite kurulmasına karar verildi. Paris’teki Sial Fuarının ardından bir sonraki 2024 Uluslararası Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üretici Ülkeler Konferansı 24-25 Ekim 2024’te Londra’da yapılacak.
EKONOMİ
1 gün önceASAYİŞ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024EKONOMİ
15 Ekim 2024EĞİTİM
15 Ekim 2024