0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kırklar Ziyareti, hem Hristiyan hem de Müslüman topluluklar tarafından kutsal kabul edilen bir yerdir. Hastalıklardan kurtulmak, dertlere çare bulmak amacıyla birçok kişi tarafından ziyaret edilir. Bu ziyaretin ortasında, varlıklı bir Süryani ailesinin kızı olan Suzan, çocuk sahibi olamayan ailesinin dileğiyle, Kırklar’a adak adar. Suzan’ın doğumundan sonra bu adak, her yıl aynı ritüelle tekrarlanır.

Suzan, güzelliğiyle çevresindekileri büyüler ve bir gün Müslüman komşularının oğlu Adil’e gönlünü kaptırır. Ancak, bu aşk toplumsal normlara aykırıdır ve gizlice devam eder. Suzan’ın annesi, kızının doğum günü için Kırklar Ziyareti’ne gitmesine izin verir, ancak Suzan’ın gitmesi sadece bir adet hizmetçisiyle sınırlıdır. Adil ise bu sırada her zamanki gibi gizlice ziyarete gelir ve Suzan ile dağın arkasında bulunan özel bir noktada buluşurlar.

Ancak bir gün, bu gizli buluşmanın sonunda beklenmeyen bir trajedi meydana gelir. Suzan ve hizmetçileri, Kırklar Ziyareti’nden dönerken bir fırtına kopar. Toz ve rüzgarın ortasında, Dicle Nehri’ne yaklaştıklarında Suzan ansızın nehre düşer ve sulara kapılır. Kafile, Suzan’ı bulmaya çalışsa da başarılı olamaz ve genç kız boğularak kaybolur.

Suzan’ın ölümü, ailenin ve Adil’in yaşamlarını derinden etkiler. Annesi, kızının adına her yıl Kırklar Ziyareti’ne gider ve dilekte bulunarak kurbanlar keser. Adil ise aklını yitirir, divane gibi dolaşırken yıllarca aynı türküyü söyler. Suzan’ın trajik ölümü, bölgede efsaneleşmiş ve Adil’in türküsü, hüzün dolu bir hikayenin simgesi haline gelmiştir.