Günümüzde tanı yöntemi ve tedavideki tüm gelişmelere rağmen kalp ve damar hastalıklarının yetişkin ölümlerinin en sık sebebi olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Erkol, bu hastalığın en belirgin nedeninin damar yağlanması veya damar sertliği olarak bilinen ‘ateroskleroz’ olduğunu kaydetti. Erkol, “Ateroskleroz, atar damarların iç zarındaki hasarlarla başlayan ve damar duvarında oluşan yağ plakları ve kireçlenmenin neticesinde damar tıkanıklığı veya damar darlığı ile sonuçlanan bir süreçtir. Ateroskleroz, vücudumuzdaki tüm atardamarları tutabilir, kalbimizi besleyen koroner arterleri tuttuğu zaman koroner arter hastalığı, bunun sonucunda kalp, göğüs ağrısı ve kalp krizine neden olurken, şah damarlarını tuttuğunda, karotis arter hastalığı, akabinde felçlere, böbrek damarlarını tuttuğunda, böbrek yetersizliği ve dirençli hipertansiyona, bacak damarlarımızı tuttuğunda da bacak ağrısı ile başlayıp, ayakta yaralar ve uzuv kayıplarına kadar ilerleyebilen, periferik damar hastalığına neden olabilir. Tüm bu saydığım hastalıkların gerek ilaç, gerekse balon stent gibi girişimsel tedavileri yıllardır kliniğimizde de başarılı şekilde yapılmaktadır” dedi.
“Koruyucu tıbbın önemi geçtiğimiz yıllar içerisinde daha iyi anlaşılmıştır”
Hastalıkların koruyucu tıp sayesinde önlenebileceğini ifade eden Prof. Dr. Erkol, “Hastalık olduktan sonra tedavi etmektense, hastalıkların önlenmesi yani koruyucu tıbbın önemi geçtiğimiz yıllar içerisinde daha iyi anlaşılmıştır. Kalp ve damar hastalıkları da risk faktörlerinin kontrolleri ile önleyebileceğimiz veya erteleyebileceğimiz hastalıklardandır. Kalp ve damar hastalıkları için en önemli risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara ve obezite gibi değiştirilebilir, kontrol edilebilir risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörlerinin yaşam tarzı değişiklikleri, gereğinde ilaç tedavisi ve kontrolü ile bu hastalıkların önüne geçmek mümkündür” diye konuştu.
Kalp ve damar sağlığı için ne yapmalıyız?
Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için alınabilecek önlemleri sıralayan Erkol, şu ifadeleri kullandı:
“Kalp ve damar sağlığı için yapmamız gerekenleri şöyle özetleyebiliriz; birincisi sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmalıyız, sigaranın sağlığımıza olan zararını artık herkes biliyor fakat sigarayı bırakmak istemesine rağmen alışkanlıktan vazgeçmekten zorlanan çok insan olduğunu biliyoruz. Bu vatandaşlarımıza sigarayı bırakma noktasında profesyonel destek almaları için sağlık kuruluşlarına başvurmalarını öneriyoruz. İkincisi beslenme alışkanlıklarımız, kırmızı et ve hayvansal yağlardan uzak, sebze, meyve, zeytinyağı ve balık ağırlıklı bir beslenme şekli olan Akdeniz diyetinin kalp damar sağlığı açısından olumlu faydaları yıllar içerisinde birçok çalışma ile ispatlanmış durumda. Yine karbonhidrattan zengin, un ve şeker içeriği yüksek gıdaların tüketimine dikkat etmeliyiz, sınırlandırmalıyız. Aynı şekilde şekerli içecekler ve alkollü içeceklerin tüketimi sınırlanmalı. Hipertansiyondan korunmak için aşırı tuz tüketiminden kaçınmalıyız, günlük tuz tüketimimiz kişi başına 5 gramı yani bir silme tatlı kaşığını geçmemeli. Porsiyonlarımızı küçültmeye ve kilo almamaya özen göstermeliyiz. Bir diğer faktör egzersiz ve hareketli yaşam. Kalp damar sağlığı için önerdiğimiz egzersiz şekli haftanın 5 günü en az yarım saat sürecek tempolu yürüyüş, bisiklete binme veya yüzme gibi hafif orta ağırlıktaki egzersizlerdir. Günlük hayatın telaşı içerisinde spor yapmaya fırsat bulamayan kişiler ise hayatın her anında asansöre binmektense merdiven basamaklarını çıkma örneğinde olduğu gibi tercihini hareketten yana kullanırsa bunun da faydası olacaktır.”
“Doktorlarına başvurmaları gerekiyor”
Daha önceden tanı konulmuş hastaların mutlaka düzenli şekilde doktorlarına başvurmaları gerektiğini ifade eden Erkol, “Ailesinde erken yaşta kalp damar hastalığı olanlar ve aşırı kilolu olanlar tansiyon, şeker ve kolesterol değerlerini mutlaka kontrol ettirmeli ve takip etmeli. Daha önceden tansiyon, şeker ve kolesterol tanısı almış kişiler de takiplerine devam etmeli, ilaç tedavisi başlamışsa buna uyum göstermeli, verilen diyetlere uyum göstermeli. Daha önceden kalp damar hastalığı teşhisi almış ve operasyon veya balon stent gibi işlemlerle tedavi görmüş hastalarımızın tekrarlayan olaylar yaşama riski sağlıklı bireylere göre daha yüksektir. Onun için de bu hastalarımızın takiplerini aksatmamaları, ilaç tedavilerine uyum göstermeleri, sağlıklı yaşam prensiplerine uymaları ve tekrarlayan yakınmaları olması halinde muhakkak doktorlarına başvurmaları gerekiyor” dedi.
“Tedaviyi geciktirmemelerini öneriyorum”
Bazı hastaların pandemi döneminde hastaneye gitmekten çekindiğini belirten Erkol, sözlerini şöyle noktaladı:
“Yaşadığımız bu salgın sürecinde bazı hastalarımızın ciddi yakınmaları olmasına rağmen hastalık bulaşır korkusuyla hastanelere başvurmakta tereddüt ettiklerini ve geciktiklerine şahit olduk. Bu salgın sürecinde de hastalarımızın ciddi yakınmalarının olması halinde hastanelerin almış olduğu önlemlere güvenmelerini ve vakit kaybetmeden hastanelere başvurmalarını, tedaviyi geciktirmemelerini öneriyorum. Aynı şekilde perifer damar hastalığı nedeniyle ayağında yarası olan hastalarımızın bu dönemde de vakit kaybetmeden bizlere başvurmasını gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Çünkü erken müdahale ile tedavi edilebilecek bu hastalarda da tedavinin gecikmesi maalesef uzuv kayıpları ve ampütasyonla sonuçlanabilir. Kalp ve damar hastalarımız normal bireylerle karşılaştırıldığında bu hastaların Covid-19 enfeksiyonuna yakalanma riski daha yüksek değil, fakat enfeksiyona yakalanma durumunda ağır geçirme riskleri daha yüksek. Onun için kalp damar hastalarımızın da her bireyin yapması gerektiği gibi önlemlere uyma noktasında gayret göstermeleri gerekiyor ve sırası gelen vatandaşlarımızın da aşılarını yaptırması gerekiyor.”
ASAYİŞ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024EKONOMİ
06 Ekim 2024EĞİTİM
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024