DOLAR 38,7527 -0.1%
EURO 43,5423 0.19%
ALTIN 3.964,79-2,18
BITCOIN 40015830,10%
Diyarbakır
19°

ORTA ŞİDDETLİ YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Gazze Katliamı, Durumumuz ve Olması Gereken

ABONE OL
13 Nisan 2025 14:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL

13 Nisan 2025 14:10


Kaynak: MEHMET SABRİ İPEK

7 Ekim 2023 tarihinde Kassam Tugayları on yıllardır sistematik biçimde süren baskı ve zulümlere karşı “AKSA TUFANI” harekâtını başlatmıştı. Başlatılan harekât ile katliamcı ve soykırımcı terör devleti İsrail neye uğradığını şaşırmış, batılı efendileri ile Amerikan Birleşik Devletlerinden yardım istemişti. Katliam, soykırım ve terör şebekesi lideri İsrail Başbakanı Bünyamin Netenyahu ve ekibi ABD ve batılı ülkelerden aldığı katliam ve soykırım onayı ile 7 Ekim gününde Gazze şeridine ve Filistin halkına kuduz köpekler gibi saldırı düzenlemeye başlamıştı. Geçtiğimiz hafta Pazar günü elde edilen verilere göre düzenlenen saldırılarda toplamda 61 bin Filistinli Müslüman hayatını kaybettiği görülüyor. Bunlardan 14 bini ise İsrail savaş açıkları tarafından sivillerin barındığı alanlara atılan bombalar nedeni ile oluşan enkaz altında kalanlar oluyor. insanlık adına hiçbir değer taşımayan ve vicdani vasıflardan yoksun olan terör devleti lideri Bünyamin Netenyahu ve askeri rejimi Birleşmiş Milletler ve Uluslararası kurumların aldığı bütün yaptırım kararını görmezden, duymazdan geliyor ve daha önceden milletlerarasında varılan mutabakat ile imzalanan uluslararası antlaşmaları yok sayıyor ve savaşta dokunulmaz olan sivillere, çocuklara, savunmasız insanlara, eğitim ve sağlık kurumlarına yüzlerce kiloluk bomba atıyor.

İsrail devleti ve Netenyahu kendi dini ve siyasi politikaları için uluslararası kurumların aldığı kararlara rağmen katliamlar yapmaktan vazgeçmediği görülüyor. ancak İsrail ve işbirlikçi batılı ülkelere karşı Müslüman halklar, ülkeler ve liderler ne yapıyor? Bu soru esasında oluşan manzarada en çok üzerinde durulması gerekilen bir noktayı işaret ediyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez ülkeleri paralarına para katmak ile meşgul oluyor, kendi rejimlerini ve ekonomik güçlerini korumak için batılı güçlerin sözünden çıkmıyor, batılı efendilerinin onayını almak için milyarlarca dolar boşa harcıyor. Özelliklede söz konusu ülkelerin ABD gibi küresel katliam devletinin onayını almak ve ABD’den gelmesi muhtemel tehditlerden kaçınmak için milyarlarca dolar yatırım taahhüdünde ABD’ye bulunuyor. Diğer yandan Mısır, İran, Irak, Libya, Tunus, Fas ve Suriye’nin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumun getirmiş olduğu zorluklar ile kendi iç sorunları ile meşgul oluyor, Asya kıtasında bulunan Müslüman ülkeler ise Çin ve Rusya’dan gelebilecek tehditler karşısında her zaman diken üstünde duruyor. Bütün bu tabloya bakıldığında Filistin ve Gazze halkının yalnız kalmalarının kaçınılmaz olduğu görülüyor. Ayrıca bu tablodan cesaret alan soykırımcı İsrail devleti acımasız ve vahşi saldırılarına rağmen bir türlü istediği hedeflere ulaşamadı. Bu ise Müslüman halklara bir nebzede olsa güç veriyor.

Öte yandan dünyanın çeşitli coğrafi bölgelerinde bulunan Müslüman halklar ise yaşanılan zulme karşı sadece tepki gösteriyor, evlerinden, sokaklarından, caddelerden ve meydanlardan sloganlar atıyor. Belirli bir zaman diliminde toplanan yüzlerce kişi 1 veya 2 saat bir araya gelerek İsrail karşıtı sloganlar attıktan sonra dağılıyor. Oysa ki Müslüman halklar şimdiye kadar bilimde, teknolojide, ekonomide, siyasette, edebiyatta, askerlikte ve diğer birçok alanda simge haline gelecek kişiler yetiştirmeliydi. Bu simge isimler uluslararası alanda etkili kurumların başına geçmeliydi. Askeri, siyasi ve ekonomik kapasitesi artan ve etkili olan devlete sahip nesiller şimdiye kadar yetiştirilmeliydi. Bu nesiller Müslüman halkların karşılaşabileceği tehditleri yok etmeliydi. Ancak her ne kadarda güzel bir tepki biçimi olsa dahi protesto ve yürüyüşler düzenlemek, dünyanın çeşitli coğrafyalarında bulunan zulüm altındaki Müslüman halkları kurtarmaya yetmiyor.

Peki Müslümanların zulüm görmemesi için çare nedir? Müslüman halklar, devletler ve liderler gelecek için bilimde, teknolojide, sanayide, edebiyatta, sporda ve diğer birçok alanda simge haline gelecek nesiller yetiştirmelidir. Askeri, siyasi ve ekonomik açıdan kendine yetecek ve kendini koruyacak millet ve devletler inşa etmelidir.

Mehmet Sabri İPEK

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.