Karacadağ’a bağlı volkanik faaliyetler, günümüzden yaklaşık 26 milyon yıl önce başlayan ve hâlâ devam eden, günümüzdeki depremlerin de nedenini oluşturan genç tektonik hareketlerle ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Dağın volkanik kütlesinin, bir ağız veya kraterden çıkan lavlarla değil, farklı ağızlardan çıkan ve belirli yönlerde yayılan lavlarla meydana geldiği, son dönemlerde ise patlamalı aktiviteler ile günümüzden yaklaşık 70-80 bin yıl öncesine kadar faal olduğu ileri sürülmektedir. Akıcı lavların yeryüzüne çıkmasıyla oluşan geniş Karacadağ kütlesi yayvan ve geniş kalkan şekilli bir volkandır. Ancak volkanik faaliyetlerin son dönemlerinde meydana gelen patlamalı püskürmeler sonucu ortaya çıkan volkan konilerine karşılık gelen tepeler de vardır. Bunların başlıcaları, Mergamir Tepesi, Acem Tepe, Boztepe, Barut Tepe, Beykor Tepe, Bakişo Tepe, Sakızlık Tepe, Yonca Tepe, Kırmızı Tepe, Mirbadin, Kamerseki, Kollubaba, Büyükbeserek ve Küçükbeserek Tepeleridir.
Karacadağ, kendine has endemik ve nadir birçok bitkinin yanı sıra, birçok baklagil ve buğdaygil türünün de yabani akrabalarının yetiştiği önemli bitki alanlarından biridir. Son yıllarda yapılan genetik analizler, buğday tarımının dünyada ilk kez “Verimli/Bereketli Hilal” içinde yer alan Karacadağ ve çevresinde başladığını ortaya koymaktadır. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın 2016 yılında gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Buğday Atlası” projesi kapsamında yürütülen arkeo-botanik araştırmalarda, yabani Kaplıca ve Einkorn buğdayının, günümüzden 10 bin yıl önce ilk defa Karacadağ yakınlarında kültüre alındığı ileri sürülmüştür. Bitkisel üretimde ağırlıklı olarak arpa ve buğday olmakla beraber, yöreye ekolojik olarak uyum sağlamış olan ‘Karacadağ Pirinci’ de önemli bir ürün olarak ekilmektedir. Karacadağ pirinci, yörenin sulanabilen kesimlerinde yaygın olarak tarımı yapılan bir pirinç çeşididir. 28 Mart 2018 tarihi itibariyle coğrafî işaret alarak tescillenmiştir.
Suyun Kaynağı Karacadağ Karacadağ, bölgeyi biri doğuda Dicle Nehri, diğeri ise batıda Fırat Nehri olmak üzere iki drenaj havzasına ayırır. Bu ayrılışın, yer altı ve yerüstü tatlı su potansiyeliyle çevresindeki yerleşmeler açısından önemli etkileri olmuştur. Gözenekli bazaltlardan sızan kar ve yağmur suları, Karacadağ çevresinde yer alan başta Diyarbakır, Siverek, Viranşehir olmak üzere birçok yerleşim yeri için su kaynağıdır. Diyarbakır’ın üzerinde kurulduğu bazalt plato, doğrudan doğruya yeraltına sızan yağışlarla beslenir. Bazaltlardan sızan suların, geçirimsiz killi topoğrafya yüzeyi boyunca topoğrafik eğime uygun olarak akışa geçmesiyle, Diyarbakır ve çevresinde kuruluşundan beri kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Gözeli, Anzele, Alipınar ve İçkale suyu gibi önemli kaynaklar oluşmuştur. Dağ aynı zamanda çevresine göre daha çok yağış aldığı için bazı akarsuların da beslenme kaynağıdır. Ancak Karacadağ çevresindeki mevcut akarsular mevsimliktir ve buharlaşmanın fazla olduğu yaz aylarında kurumaktadır. Bu mevsimsel akarsulardan bazıları; Şeytan, Derik, Höyüklü, Bebin, Kahkılı, Esirkal, Müzevir, Pidere, Gezin, Göl, Zor, Mirbadin, Pirsaat, Devekıran, Ziyaret, Demirci, Havar Çayı ve Girrik dereleridir.
DİYARBAKIR HABERLERİ
17 Şubat 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
17 Şubat 2025EKONOMİ
17 Şubat 2025ASAYİŞ
17 Şubat 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
17 Şubat 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
17 Şubat 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
17 Şubat 2025