Tarihi olarak ta incelendiğinde Diyarbakır’daki ipekçilik, Bursa’dan da çok önceleri
başlamıştı 1880’lerin ikinci yarısında şehirde 100 erkek dokumacı ipek çarşaf dokuyor, her biri haftada bir tane çarşaf üretiyordu. Bu çarşaflar Halep, Harput, Sivas, Bitlis,
Van, Erzurum ve Trabzon’a satılıyordu. 19.yüzyılda Diyarbakır’a gelen Avrupalı seyyahlar,şehirde dokunan,kırmızı renkli pamuklu kumaşların,Macaristan,Polonya ve Rusya’da büyük talep gördüğünden bahsetmektedir’’. Evliya Çelebi’nin kırmızı bez adıyla bahsettiği bu kumaşların yanısıra, şehirde ipekli, pamuklu ve yünlü kumaşlar,halı,kilim,keçe vs.dokunmaktaydı.1873 yılında Diyarbakır’da 6 iplikhane faaliyetteydi.
İpek böcekçiliğinin merkezi oluşunun nedeni biraz da Diyarbakır’ın iklimine bağlıydı.Yaz aylarında 40–45 dereceye varan bir sıcaklık dut ağaçlarının yetişmesi için çok uygun bir ortamdır.Diyarbakır’daki dut bahçeleri dillere destandı.Hemen hemen bütün Ermeni ve Süryani evlerinin bahçelerinde dut ağacı olur ve ipekçilik yaparlardı.
1903 yılında, Diyarbakır’da 120 adet jakarlı makinelerdeipekli kumaş dokunmaya başlanmış, bu jakarlı makinelerle birlikte zaten canlı olan ipek dokumacılığı daha da canlanmıştır
1940 yılı Puşici Ermeni gençler Yako,Davut ve Tumes
Diyarbakır’da bugünkü tekstilin nüvesi sayılan,atölyelerde, o zamanların modası olan iki ürün çok yaygın üretiliyordu. Mantin çarşaf ve puşi.
ASAYİŞ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024EKONOMİ
06 Ekim 2024EĞİTİM
06 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
06 Ekim 2024