0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son yıllarda alerjik rinit, gıda alerjisi, alerjik egzama ve astımın giderek arttığını belirten Doç. Dr. Melike Demir, alerjinin kişinin yaşam kalitesini son derece düşüren ve seyri ağırlaşabilen bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Doç. Dr. Demir, “Alerjiye karşı immünoterapi yani aşı tedavisi, günümüzün en etkili tedavi yöntemidir. Alerjinin aşı ile tedavisi, yüz yıllık bir tarihe dayanır. Alerji aşılarında başlangıçta hastada alerjiye yol açan alerjenin antijeni düşük dozda verilir sonrasında yüksek dozlara çıkılarak, bağışıklık sisteminde, alerjiye yol açan antikorlar yerine engelleyici antikorlar oluşması sağlanır. Bu da alerjik nezle, alerjik astım, göz alerjisi ve arı alerjisinin tedavisinde en etkili yöntemdir” dedi.

“Aşı hem tedavi ediyor hem de koruyor”
Aşının hem tedavi edici hem de koruyucu olduğunu aktaran Doç. Dr. Demir, “Alerjik rinitte hastalığın şikayetlerini ortadan kaldıran en iyi tedavi yöntemi aşıdır. Aynı zamanda hastalığın ilerlemesini ve astım gelişmesini engelleyebilecek en geçerli yöntemdir. Özellikle çocukluk yıllarında yapıldığında yeni alerjenlere karşı duyarlanmayı engellediği de gösterilmiştir. 5 yaşın altındaki çocuklar için aşı önermesek de bunun çocuk alerji uzmanları tarafından değerlendirilmesi daha uygun olur. Bunun dışında kanser, hipertansiyon, kalp hastalıkları gibi durumlarda aşı tedavisi yapmıyoruz. Hamile olduğu bilinen hastalara aşı tedavisi başlamıyoruz ancak aşı olan bir hasta gebe kaldığında tedaviye devam ediyoruz. Aşı sonrası gelişebilecek reaksiyonları takip etmek için hastayı belli bir süre gözetimimizde tutuyoruz. Ancak genellikle yan etkiler çok nadir karşımıza çıkıyor. Aşınızı evde muhafaza ediyorsanız buzdolabında rafta tutmalısınız. Kesinlikle dondurmamalısınız. Aşı olduktan sonra aynı gün sıcak banyo, sauna ya da ağır fiziksel aktivite önermiyoruz. Ayrıca aşının doz aralığı kaçırılmamalı, etkili olması için vaktinde yapılmalıdır” diye konuştu.