DOLAR 38,0272 0.01%
EURO 41,1366 0.03%
ALTIN 3.697,490,27
BITCOIN 33364971,54%
Diyarbakır
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bişey Olmaz, Hallederiz, Sıkıntı Yok

ABONE OL
26 Ocak 2025 18:16
2

BEĞENDİM

ABONE OL

26 Ocak 2025 18:16


Kaynak: MEHMET SABRİ İPEK

Ülkemizin dört bir yanında, hemen her ortamda, her meslek dalında karşılaştığımız üç kelime: Bişey olmaz, hallederiz, sıkıntı yok.

Bu sözler, bizim toplumsal alışkanlıklarımızın ve sorumluluk duygusundaki zayıflığın aynası. Ne yazık ki, başımıza bir felaket geldiğinde, her şey olup bittikten sonra ah vah etmeyi de ihmal etmiyoruz. Oysa ki, sorunları önlemek varken, genellikle sorumluluktan kaçarak “hallederiz” kolaycılığına sığınıyoruz.

Gittiğiniz herhangi bir şehirde, herhangi bir meslek grubunda aynı durumu görmeniz mümkün. Tamirciye, esnafa, mühendise, mimara ya da bir memura işiniz düştüğünde duyacağınız cevap hep aynıdır: Bişey olmaz, hallederiz, sıkıntı yok.
Bir bina inşaatında tesisatçı bir detayı eksik bırakır, uyarırsınız ve alacağınız yanıt bellidir: “Bişey olmaz abi, hallederiz.” Ne yazık ki, o eksiklik ileride büyük sorunlara yol açar. Ama sorumluluğu paylaşan yoktur.

Sorumluluktan Kaçışın Adı: “Hallederiz”

Bu durum, birey olarak üzerimize düşen sorumluluğu tam anlamıyla almaktan kaçtığımızı gösteriyor. İşimizi düzgün yapmayı ya bilmek istemiyoruz ya da önemsemiyoruz. Hep bir şeyleri eksik bırakıyoruz ve bu eksikliği küçümseyerek geçiştiriyoruz.

Yıllar önce özel bir kurumda çalışırken, Adanalı ama yıllarca Diyarbakır’da özel sektörde görev yapmış bir meslek büyüğüm vardı: Mahmut abi. Personel idaresinden sorumluydu ve işe alınacak kişilerin tüm evraklarını eksiksiz hazırlamadan kimseyi çalıştırmazdı. Bu titizliği bazen patronlarıyla bile karşı karşıya getirirdi. Bir gün, onca yıl özel sektörde çalışmış biri olarak deneyimlerini sordum. Verdiği cevap, toplumumuzun durumunu çok iyi özetliyordu:
“Hangi iş kolunda olursan ol, mutlaka bir şey eksik bırakılır ve o sihirli üç kelime devreye girer: Bişey olmaz, hallederiz, sıkıntı yok.”

Bu yanıtı duyduğumda, her alanda gördüğümüz “eksik yapma” kültürünün ne kadar yerleşik olduğunu bir kez daha fark ettim. İşveren, çalışan, anne-baba, fark etmez… Hep aynı kolaycılıkla sorumluluğu bir kenara bırakıyoruz.

Acı Dersler

Bu kültürün sonuçlarını ne yazık ki çok acı biçimde ödüyoruz. Yakın tarihten birkaç örnek, bu durumu çok iyi özetliyor:

Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın. O otelin işletmecisi, müdürü ya da çalışanları yangın önlemlerini “adam gibi” kontrol etseydi, bu facia yaşanır mıydı? “Bişey olmaz” diyerek geçiştirdikleri detaylar yüzünden, onlarca insan hayatını kaybetti.

Konya’da kendi kendine yıkılan bina. O binanın sakinleri, kolonlarda çatlak olduğunu bile bile oturmaya devam ettiler. Neden? Çünkü zihniyet hep aynı: “Bişey olmaz, sıkıntı yok.”

Bu örnekler ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor. Çünkü köklü bir değişim olmadan bu sorumsuzluk kültürünün önüne geçmek mümkün değil.

Çözüm: Eğitim ve Bilinç

Bu toplumun en büyük eksikliği, sorumluluktan kaçmak için “hallederiz” kolaycılığına sığınması. Oysa asıl mesele, bireylerin işlerini düzgün yapmayı öğrenmesi. Sorumluluk duygusunu artırmak, işine özen göstermeyi öğretmek gerekiyor. Bunun yolu da eğitimden geçiyor.

Okullarda çocuklarımıza sadece matematik ya da fen öğretmek yetmez. Sorumluluk bilinci aşılanmalı, işini düzgün yapmanın ne kadar önemli olduğu anlatılmalı. Çünkü bu bilinç olmadan, ne iş hayatında ne de bireysel hayatta “eksiksiz” bir kültür yaratabiliriz.

Unutmayalım, her işimize “bişey olmaz” diye bakarak sorumluluktan kaçtığımız sürece, “bişey olmaz” dediğimiz şeyler gün gelir büyük felaketlere dönüşür. Ve biz yine “Ah, vah!” ederiz. Artık bu zihniyeti değiştirme zamanı çoktan geldi de geçiyor.

Mehmet Sabri İPEK

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP