DOLAR 40,0549 0.04%
EURO 47,0678 0.09%
ALTIN 4.250,560,01
BITCOIN 43626120,95%
Diyarbakır
37°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bir Çocuğun Gidişi ve Hepimizin Sessizliği

ABONE OL
22 Haziran 2025 16:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL

22 Haziran 2025 16:06


Kaynak: MEHMET SABRİ İPEK

Bu hafta Diyarbakır’ın kalbi yandı.

Küçük Yasemin’in acı dolu hikâyesi yalnızca ailesini değil, vicdanı olan herkesi derin bir sessizliğe gömdü.

10 yaşındaki Yasemin Yıldırım…

Ergani’de kaybolduktan sonra, bir apartmanın yangın merdiveninde cansız bedeni bulundu.

Sadece 10 yaşındaydı… Oyuncak çağındaydı… Bir çocuğun hayal kurduğu, koştuğu, güldüğü yaşta…

Ama onun gülüşünü sonsuza dek susturdular.

Daha da yıkıcı olan ise bu cinayetin failinin kendi kuzeni, 17 yaşında bir genç kız olmasıydı.

İçimizden biri.

Bir ailenin evladı.

Henüz çocukluktan çıkmamış bir genç.

Peki 17 yaşındaki bir kız çocuğu, nasıl olur da 10 yaşındaki bir yavrumuzu böylesine hunharca katledebilir?

Bu sorunun cevabı sadece bir kişide değil. Bu sorunun cevabı, toplumun aynasında gizli.

Çocuklarımızın iç dünyasında büyüyen fırtınaları göremedik.

Karanlıklarını fark edemedik.

Duygularını konuşmalarına izin vermedik.

İyi görünsünler istedik. Sessiz, uslu, başarı odaklı olsunlar istedik.

Ama unuttuk…

Çocuklar bastırılan her duygunun altında ezilir.

Ezildikçe, içlerindeki çığlıklar büyür. Ve bazen bu çığlıklar, korkunç şekilde dışarı taşar.

Bu bir “akıl hastalığı” mıdır?

Belki.

Ama asıl mesele şu: Bu bir “ihmal hastalığıdır”.

Ailelerin, okulların, mahallenin, dijital dünyanın, ekranların, bizlerin… Her birimizin ortak ihmali.

Aileler olarak biz neredeyiz?

Çocuğumuz gün boyu odasında ne izliyor, kimlerle konuşuyor, ne hissediyor…

Biliyor muyuz?

Onunla gerçekten konuşabiliyor muyuz, yoksa sadece “ne yedin, dersin nasıl” cümlelerinde mi tıkanıyoruz?

Sevdiğini söylemekten utanıyor musun hâlâ evladına?

Sarılmıyorsan, dinlemiyorsan, hissetmiyorsan…

Belki de çocuğun bir gün bir başkasının evladına zarar verecek karanlığın içinde büyüyordur da haberin yok.

Ne yapacağız?

İlk önce inkârı bırakacağız.

“Bizim çocuk yapmaz” cümlesi, birçok cinayetin arkasındaki en büyük maskedir.

Çocuklarımızı sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da besleyeceğiz.

Onların iç dünyasını önemseyeceğiz.

Onlara duygularını ifade edebilecekleri güvenli alanlar sağlayacağız.

Ve en önemlisi; onları sadece “başarılı” ya da “uslu” olmaları için değil, iyi insan olmaları için yetiştireceğiz.

Yasemin artık aramızda değil…

Ama belki onun ardından biraz daha uyanırız.

Belki bir çocuğun içindeki karanlığı görüp, ona uzanırız.

Belki bir cinayet daha engellenir.

Çünkü bazen bir çocuğun kurtuluşu, başka bir çocuğun yok oluşunu fark etmekle başlar.

Mehmet Sabri İPEK

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.