Mevcut ekonomik tablo doğusundan batısına yaşayan bütün vatandaşların yaşamlarını sürdürülmesi için gerekli olan koşulları zor duruma düşürdüğü açık bir gerçektir. Faiz oranları, döviz kuru ve enflasyon rakamları bu gerçekliğin temel kanıtı niteliğinde olmaktadır. Vatandaşların yaşam koşullarını zorlu bir sürece dönüştüren bu durum aynı zamanda ülkelerin ve milletlerin geleceği için gerekli olan nüfusları içinde büyük bir olumsuz durum ve koşulların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Zira nüfus, bir ülkenin toplumsal, ekonomik ve askeri hedefleri için temel bir gereklilik olmaktadır. Bu gereklilik ise ekonomik üretim süreçlerinde insan unsurunun günümüz koşullarında halen vazgeçilmez olmasından, ülke savunmasında duyulan kişi sayısının silahaltına alınmasından ve toplumun kendini yenilemesinden kaynaklanmaktadır. Bu gereklilikler ise mevcut ekonomik sorunlar nedeni ile gençlerin aile kurumuna katılamaması ile yerine getirilemiyor. Bekar ve evlenmeye niyeti olan gençlerin, evlilik kurumuna katılamaması ise onların suçu ve sorumluluğu altında bulunmuyor. Zira karar alıcıların yönetimi altında bulunan ekonomi politikasında kişiler etken değil edilgen varlıklar olarak rol almaktadır. Ekonomik durum nedeni ile üretim maliyetlerinin artması ve vatandaşların alım gücünün düşmesi ise başlıca sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gün aylık çalışan bir ücretlinin beyaz eşya, mobilya, mutfak, giyim, teknolojik gereklilikler, ev eşyaları için ayıracağı tutar, düğün ve benzeri gösteriş parçası haline gelen törenlerde harcanan miktar göz önünde alındığına yapılan değerlendirmelerde gençlerin nasıl bir ekonomik yükün altına girdikleri görülüyor. Öte yandan evlilik kurumuna katılacak olan gençlerin maddi açıdan büyük bir değer taşıyan altın gibi ekonomik zorluklar ile mücadele etmesi evlenmenin önünde duran en büyük engeller olarak karşımıza çıkıyor.
Bütün bu tablodan hareket ile şu kanıya varılıyor: Evlilik kurumunun büyümesinde ve genişlemesinde ekonomik koşulların iyi olmasının gerekliliği bulunmaktadır. Devleti ve ekonomiyi yönetenler maddi koşuları olumlu ve yaşanılabilir açıdan daha makul oranda tutarsa gençler evlilik yoluna gidecektir. Anne ve babaların evlilik koşularını zorlaştırmaması gerekmektedir. Evlenecek gençlere destek olunmalı, boşa harcanacak maddi imkanlardan vazgeçilmeli, bu maddi imkanların gençleri ekonomik açıdan güvence altına alacak şekilde değerlendirmelidir. Devleti yönetenler nüfus oranın düşmemesi için aile kurumuna katılmak isteyen gençlere iş olanağı sunmalıdır.
Ancak şuan devam eden evlilik kurumunun genişlememesi sorunu devam etmesi halinde toplumun kendini yenileme hızı olan 2.1 oranının altında kalan Türkiye’nin nüfus oranın giderek düşmesi bekleniyor. Bu olumsuzluğun yaşanması halinde ise açıklanan verilere göre 21 yüzyılın sonunda şuan 85 milyon olan nüfus rakamının 75 milyona düşmesi bekleniyor. Nüfusun yenilenmemesi durumunda askeri, ekonomik ve toplumsal açıdan düşüş nedeni ile Türkiye’nin bir takım tehlikelere açık hale gelmesi kaçınılmaz olacağı değerlendiriliyor.
DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Mayıs 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Mayıs 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Mayıs 2025EKONOMİ
14 Mayıs 2025ASAYİŞ
14 Mayıs 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Mayıs 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Mayıs 2025