Fındık, narenciye ve pamuk tarlalarında çalışan işçilerin yaşadıkları sorunlar Şanlıurfa Barosu tarafından rapor haline getirildi. 100 hane ile yüz yüze yapılan görüşmede görev alan avukatlardan sorunları ve çözümlerini sıraladı.
Tarımsal alanları milyonlarca hektarlık sulanabilir tarım potansiyeli, Türkiye’de çıkarılan petrol neredeyse tamamının çıkarıldığı, kültürel miras zengini Güneydoğu Anadolu’da ama tarım dayalı sanayi gelişmediği için bölgedeki insanları farklı illere mevsimlik işçi olarak çalışmaya gidiyor.
Tarımsal alanlarıyla milyonlarca hektarlık sulanabilir tarım potansiyeline ve kültür turizmi zengini Şanlıurfa’da her yıl binlerce kişi başka illere giderek çalışmak zorunda kalıyor. Tarım arazisi olmayan ve maddi sıkıntılar çeken tarım işçilerinin gittikleri illerde yaşadıkları sorunlar ele alındı.
Yaz mevsiminde özellikle kaysı, fındık, soğan, patates, narenciye ve pamuk toplamak için başka illere göç etmek zorunda kalan tarım işçilerinin yaşam koşulları mercek altına alındı. Şanlıurfa Barosu farklı bölgelerden 100 tarım işçisiyle yüz yüze görüşerek yaşadıkları sorunları rapor haline getirdi.
Malatya, Ankara ve Eskişehir bölgesinde mevsimlik tarım işçisi ile birebir görüşen baro avukatları, yaşanan sıkıntıları sıraladı. Gittikleri şehirlerde tarım işçilerinin yaşam koşullarını araştıran Baro Avukatları birebir görüştükleri kız çocuklarının eğitimden uzak kaldıklarını belirledi.
Barınma, ısınma, ulaşım, eğitim ve sağlık yönünde sıkıntılar yaşayan tarım işçileri, tarladan geriye kalan zamanlarda da çalışarak ailelerine destek oluyor. Baronun raporunda en dikkat çeken ayrıntısı ise tuvalet, banyo ve temiz su sorunu.
Sabah saat 06.00’da başlayan tarla mesaisi akşam saat 18.00’da sona eriyor. Her yıl yüzlerce tarım işçisi yollarda hayatlarını kaybediyor. Tarım işçisi taşıyan araçların karıştığı kazalarda yapılan araştırmalarda ise korkunç gerçek ortaya çıkıyor. Kazaya karışan araçlarda kapasitesinin üstünde yolcu taşıdıkları tespit edildi.
İşçiler, akşam döndükleri derme çatma çadırlarda hijyenik olmayan ortamda banyo yaparak burada uyumak zorunda kalıyor. Tarım işçilerinin arasında en çok kız çocukları yer alıyor.
Eğitimden ayrı kalan kız çocukları zorlu tarla koşullarında çalışarak ailelerine destek oluyor. Tarım alanlarında çalışan çocuklar okullar açıldıktan sonra iki ay okullar kapanmadan öncesi olan 2 aydan önce eğitimlerini bırakarak tarlanın yolunu tutuyor.
Şanlıurfa’dan Türkiye’nin farklı illerine 300 ila 400 bin insan mevsimlik göç ediyor. Raporun hazırlanmasında altı avukat görev aldı. Avukatlar, tarım işçilerinin yaşadıkları sorunları anlattılar.
100 hane ile yüz yüze yapılan görüşmelerde kayıt altına alınan raporlar Siyasi partilere, Sivil toplum kuruluşları ile oda temsilcilerine gönderilecek.
“Cinsiyet ve ücret eşitsizliği”
Mevsimlik Tarım işçileri raporunu hazırlayan Emek komisyonu üyesi Avukat Veziha Çelik, çalışmaya ilişkin şunları söyledi:
“Trafik kazaları ile gündeme gelen mevsimlik tarım işçilerinin sorununu ele almaya başladık ama işin içine girdiğimizde çok farklı sorunları olduğunu özellikler çok fazla eşitsizlik olduğunu ücret mukabilinde çok eşitsizlik olduğunu sadece ücret eşitsizliği değil bir cinsiyet eşitsizliği olduğunu da gördük. Kadınların hem tarlada çalışıp hem tüm işleri yürütmesi ondan sonra yaşanan ırkçı söylemler, ırkçı saldırılar, temelinde yaşanan insanların parasız zorla çalıştırılması durumunu gözönünde bulundurmak zorunda kaldık. Çünkü bunlar daha çok gündem oluşturmaya başladı yani trafik kazaları ile başladığımız olayın daha vahim bir noktada olduğunu gördük.
Sahaya gittiğimizde şunları da fark ettik: Çocuk işçi çalışma yasağı varken bile çocukları okulun son iki ayında başlayarak okulun açılmasına yakın ilk iki ayında yani toplam 5-6 ay boyunda tarlada sürekli çalışıyorlar. Hem eğitim aksıyor hem sürekli devamlılık olmasına rağmen buradan kaydı alınıyor, oraya kaydı ile veriliyor gibi bakılıyor. Ancak çocuklar zaten oraya işçi olarak götürülüyor. İşçi olarak oraya götürülen çocukların okula devam etme durumu sözkonusu olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü hem uyum sorunu var hem çocukları işçi güzüyle bakılan hem eğitimsiz bir toplumdan oraya gidiyorlar. Urfa barosu olarak en büyük problemlerimizden biri çocuk işçilerdi bunun tüm kurum kuruluşların sorunu olması için bir çalıştay düzenledik o çalıştayda tüm partileri ve STK’ları davet ettik sorunların çözümü noktasında beraber çalışma durumda söz konusu olabilir.
Barolar Birliği de bizde destek olacak. Biz şunu düşünüyoruz Çocuk işçiliği kesinlikle yasaklanmalı ama sözde değil. Görev edinen tüm kurumların artık çocuk işçi çalışmasını durdurmalı bunun kanunu keskin boyutlarda konulabilir bu herkesin sorunu olduğu gibi hukukçularında temel sorunudur. Çocukların kesinlikle ama kesinlikle eğitime sürekli devam etmesi gerekiyor yani hayali olarak oraya gitti devam edecek gibi varsayımlar olmamalı. Bizler tüm eşitsizliklerin giderilmesi için mevsimlik tarım işçiliğinin artık bir sorun olmaması için kanuni boyuttan bakmaya başladık.
Malatya ve Şereflikoçhisar’a gittik 100 hane ile görüştük. O insanların yaşam koşulları zaten çok kötü. Elektrik yok, su yok, yaşama koşulları çok kötü bir durumda. Özellikle kadınlar orada o suyla yıkandığı için kadınsal hastalık problemi ortaya çıkıyor, çocuklar aynı şekilde sürekli hastalık geçiriyor. İlk kademe olarak var olan koşulları düzeltmek, ikinci kademe olarak bu sorunları toptan ortadan kaldırmak gerekiyor.”
“İş Kanunu’ndan dışlanmış bir grup”
Emek komisyonu üyesi Avukat Zehre Çelik ise izlenimlerini şöyle anlattı:
“Çalışmaya başladığımız yer ile geldiğimiz yer çok farklı bir noktaya geldi. Mevsim tarım işçileri İş Kanunu’ndan dışlanmış bir grup. Avrupa sosyal şartnamesinde işçilerin eşit şartlarda eşit sosyal güvence altında çalışmasına vurgu yaparken bu mevsimlik tarım işçileri için sözkonusu değil. Sosyal güvenceden mahrumlar, eşit çalışma ve ücret koşullarında mahrumlar aldıkları ücrette asgari yaşam düzeyinin çok altında.
Aile topyekûn çalışmaya gittiğinde çocuklar da tarlada çalışıyorlar. Çocukların çalışmaması gerekiyor. Bununla ilgili kanuni düzenlemeler olsa da daha sıkı daha tedbirli düzenlemeler yapılarak bunun denetimi sağlanmalı. Ayrıca mevsimlik tarım işçileri için bir mevzuat çalışması yapılması gerektiği kanısındayız. Türkiye Barolar Birliği ile görüştük. Tüm siyasi partiler, ticaret ve sanayi odaları, Türk Tabipleri Birliği olsun herkes çok farklı çözüm önerileri ile çalıştayımıza katıldı.
Şanlıurfa Barosu olarak bu mevzuat çalışması ile beraber bu toplumsal sorunu toplumun her kesimin çözeceğine inanarak topyekün bir çalışma başlattık. Çalışmamızın devamı gelecek. Sivil toplum kuruluşlarından destek alarak Sağlık boyutu olsun, istihdam boyutu olsun ve eşit ücret boyutu olsun konularda çözüm üreteceğiz.
Tuvalet, Banyo ve temiz su bunlar gerçekten bunlar çözüm bekleyen en acil sorunlar çünkü günümüzde salgın hastalıkların gündemde olduğu bir dönemde o insanların tuvalet ve banyo gibi temel insani ihtiyaçlara erişimi yok. Eşit ücret, çocuk işçiliğinin yasaklanması, çocukların eğitim erişimi sorunu çözülmesi gibi konuları sorunlar var.”
EKONOMİ
20 saat önceASAYİŞ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
15 Ekim 2024EKONOMİ
15 Ekim 2024EĞİTİM
15 Ekim 2024