Çift kapıdan çıkışta vilayete doğru giden yolda sur dışında 1952 yılında yapılmış çatılı memur evleri kooperatifler.2 katlı inşa edilen bu evlerin özelliği ise Diyarbakır mimarisinde kullanılan bazalt taşının evlerin ilk yapı taşında kullanılmasıdır. 1960-1970’li yıllar tüm ülkede olduğu gibi gecekondulaşma olgusunun sorun olarak tanımlanmasına neden olur. 1960-1970 arasında kentin nüfusu tam anlamıyla bir patlama yaşar. 1960 yılında 79.888 olan sayı 1970’de 149.566’ya çıkar.Yenişehir’e doğru göç hareketi
ve beraberinde Yenişehir’in bu hızlı göç dalgasını ememesi, kuzey-batı yönünde kent genişler ve üzüm bağları, yazlık konutların yer aldığı tarım alanı özelliğindeki Bağlar semti göç edenlerin akın ettiği alan olur ve yeni bir yerleşim yeri ortaya çıkar
1960-1985 arası dönemde, kırsal bölgeden kentlere doğru yaşanan göçe bağlı olarak, hızlı nüfus artışı yaşanmıştır. Bu göç ve nüfus artışı Özellikle Bağlar ilçesinde yoğun olarak yerleşme göstermiştir. Demiryollarına paralel, istasyon binası merkez alınarak yapılan bu
yerleşmeler plansız, denetimsiz, yeterli alt yapıya sahip olmayan yerleşmelerdir. Gecekondulaşma aynı zamanda apartmanlaşmayı da beraberinde getirir. Kentin, 1970’lere kadar demiryolu istasyonunun doğusunda planlı, batısında ise plansız gelişmesi ve Bu
genişleme zaman içinde eski kırsal bölgeleri de kentsel alana dâhil etmiştir. ikili bir kent yapısının oluşmasına yol açmıştır.1960 ve sonrasında ortaya çıkan ve plansız bir şekilde gelişen kent, Ayrıca 1968’de küçük sanayi sitesi, 1974’te Et Kombinası, 1975’te Sümerbank İplik Fabrikası,1978’de Tekel Tütün Fabrikası’nın inşası devlet tarafından gerçekleşirken bu yeni alanlar kentin genişleme yönünü belirlemede katkı sunduğu gibi o bölgede gecekondulaşmanın da artmasına neden olur.Bunun yanında Şehitlik ve Bağlar semtlerinde herhangi bir kentsel planlama bulunmamakta ve özellikle Bağlar semti çok daha büyük bir alanı kapsadığından, çarpık ve plansız kentleşmenin en trajik örneklerindendir.Kentin sur dışındaki genişleme hattı aslında bir tercihten çok zorunluluktur. Çünkü, surların doğu ve güneydoğu bölümü Dicle nehri ile sınırlanmıştır daha ilerisi yerleşme açısında elverişli olmayan arazi varlığı ve Kentin güney yakasındaki topografyanın elverişsizliği,bağ ve bahçe alanlarının çok yoğun olması ve günümüzde de aynı işlevini sürdürmesi yerleşim alanı açısında elverişli değildir. Bunun yanında surların kuzeyinde Seyrantepe semtine kadar uzanan alanda bulunan Diyarbakır 7. Kolordu askeri bölgesi ve güneybatısının havaalanı, kentin bu yönlere genişlemesini engelleyip, bir boğaz
gibi uzamasına neden olmuştur. Kent, Şanlıurfa yolu sınırından sonra bu etkilerden kurtularak genişleyebilmiştir.(Kaynak:Dicle Üniversitesi)
EKONOMİ
Az önceASAYİŞ
14 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Ekim 2024DİYARBAKIR HABERLERİ
14 Ekim 2024EKONOMİ
14 Ekim 2024EĞİTİM
14 Ekim 2024